Not since Gone with the Wind has there been a great romantic epic like it!
Amerikalı gazeteci John Reed'in gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan film, Birinci Dünya Savaşı'nı kendine arka plan olarak seçiyor. Louise Bryant yeni tanıştığı John için kocasından ayrılır. John ile tanıştıktan sonra feminist hareketlerde de yer alan Louis, daha sonra John ile birlikte Amerika'daki iş gücünü korumak adına önemli protestolara katılırlar. Ekim Devrimi sırasında Rusya'ya giderek buradaki komünist hareketlerden etkilenen sevgililer, Amerika'ya döndüklerinde benzer bir devrim gerçekleştirmeyi kafalarına koyarlar * O dönem yaşamış, devrime ve komünist hareketlere tanıklık etmiş kişilerle yapılan röportajlardan yararlanılan film, Warren Beatty'e en iyi yönetmen ödülünü de kazandırmıştı * ilk dakikadan itibaren soluk almadan izlediğim, diyaloglarıyla, hikayesiyle, olay örgüsüyle ve ihtiyarlarıyla izlenmesi gereken, ince görebilen, işlenmemiş değerli taşın değerli olduğunu anlayabilen gözler için değerlenen bir film