Man is the true monster.
Marry Shelly’nin 1818 yılında yazdığı günden beri bir kahraman olmaktan ziyade, zaman zaman üzüldüğümüz zaman zaman sıkıntılarına hak verdiğimiz taraf tutamadığımız bir hikaye olmuştur her zaman. Bu sefer Frankenstein çok farklı bir hikaye ile karşımıza çıkıyor. Filmde, 3 boyutlu yazıcı ile oluşturulan ve sonra öldü diye çöpe atılan Frankenstein. Daha ayağa ilk kalkışı ile neyim ben? Beni kim yarattı? Bu dünyadaki görevim nedir? Gibi insani duyguları sergilemektedir. Ve daha önce izlediğimiz Frankenstein’lardan daha çok günümüze uygun bir film izleyeceğiz.